Buca Kırklar Mahallesi Kadastro Krizi. Hukuk dışı satışlar Kadastroyu nasıl etkiliyor ?

BEĞENDİM

ABONE OL

News

İzmir Buca Kırklar Mahallesi ’nde yürütülen kadastro süreci başlayacak mı, kamuoyunda tartışmalar büyüyor.. Nedeni açık Kaçak zeytin ağaçlarıyla “tarım yapılıyor” algısı oluşturularak, orman sınırları içindeki arazilere 2B statüsü kazandırıldığı ve Hukuksuz satışlar yapılarak bunları kadastro ile resmileştirilmek isteniyor söylentileri köylülerde kadastro sürecinde şimdiden soru işaretleri getirdi.. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kamu malını korumayanın gözünün yaşına bakmayız açıklaması sonrası Buca kırıklar mahallesinde kadastro süreci dahada önem kazandı.

Kamu 2b Arazileri Usulsüz ve hukuksuz olarak mı satıldı

Kadastro ölçümlerinde Şeffaflık olacak mı ?

Kırklar halkı açık soruyor: Kadastro komisyonu bu kaçak zeytin dikim yerlerini tespit etti mi? Yapılan usulsüz işlemler kayıt altına alındı mı ? Nereleri buralar ? Şu ana kadar kamuoyuna açıklanan hiçbir şeffaf liste, tespit raporu ya da uydu harita geçmiş dönem hava fotoğrafları kullansınlar.

Buca Kırklar mahallesinde Hukuk dışı evraklar ile satışlar yapıldı mı ?

Geçmişte “muhtarlık belgesi” adı altında, hukuki geçerliliği olmayan evraklarla yapılan satışlar, bugün tapu iptali, yıkım ve mağduriyet olarak geri döndüyor. Sinan Öğüt’ün sözleri durumu özetliyor:
“Devlet geçmişe bakar. Evveliyatı olmayanın hakkı olmaz. Hukuksuz satışlar ve zeytin ağacı taşımları var”

Kırıklarda Kadastro Bilimle mi yapılacak yoksa Belirsizlikle mi Yapılacak?

Eski hava görüntüleri ve Harita Genel Komutanlığı’ndan alınan askeri haritalar kadastroda temel kaynak olmalı. Ancak köylüler, bu belgelerin sürece dahil edilip edilmediğini bilmiyor. Öğüt, kadastro heyetinde mutlaka bir harita mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir hukukçu bulunması gerektiğini vurguluyor:
“Hukukçusu olmayan kadastro, adaletsizlik üretir. Haritacısı olmayan kadastro, geometrik cinayettir.”

Buca Kırklar Mahallesinde tapusu olmayan yerlerde arazi Satış arttı.

2B uygulaması, orman vasfını kaybetmiş ve yıllardır tarım yapılan arazilerde gerçek kullanıcıya hak tanımayı amaçlıyor. Ancak mevcut süreç, bu ilkeye değil, fırsatçıların keyfi beyanlarına mı dayanıyor. Kadim tarımcılar kenara itilirken, sonradan gelenlerin sesi daha mı çok çıkıyor. Kırklar halkı artık soruyor: “Gerçek Köylü ve üretici mi kazanacak, yoksa belge cambazlarımı mı?”

Son Söz: Bu Süreç Ya Güven Tazeler, Ya Güvensizlik Üretir

Kadastro sadece sınır çizmez, devlete olan güveni de çizer. Yapılacak her hata sadece bir arazi kaybı değil, bir vatandaşın adalete olan inancını kaybetmesidir. Kırklar Mahallesi’nin talebi açık: Adaletin gölgesinde değil, merkezinde yürüyen bir kadastro süreci olmalı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Görevini Kötüye Kullananın Gözünün Yaşına Bakmayız