41,8797$% 0,23
49,0076€% 0,43
10.078,00%1,12
10.338,24%-0,31
฿%
%
İzmir Buca ‘da yıllardır halka açık otopark, hafta sonları halk pazarı ve festivallerin yapıldığı 14 dönümlük bir vakıf arazisi, kamuoyunun dikkatini çekecek yeni bir imar girişimiyle yeniden gündeme geldi. Daha önce İzmir ‘de yarım kalan bir inşaata kaynak oluşturma hedefiyle değerlendirilen arazi, şimdi yaklaşık 1000 konutluk bir proje karşılığında imara açılmak isteniyor. Amaç, vakfa ait bu gelirle İzmir ‘de yarım kalan yapının tamamlanması. Ancak süreç, şehircilik ilkeleri ve şeffaflık açısından ciddi soru işaretleri barındırıyor.
Söz konusu arazi, geçmişte Özelleştirme İdaresi’nden imarlı şekilde alınsa da, açılan davalar neticesinde imar planları iptal edilerek tarla vasfına dönüştürüldü. Şimdi ise bu araziye yeniden imar kazandırılarak, özel bir firma eliyle 1000 konutluk bir yapılaşma mı hedefleniyor. Ancak henüz bu konuda ne kamuoyuna açık bir imar planı ne de detaylı bir fizibilite sunumu yapılmış değil.
Bu durum, kent planlama ilkeleri açısından ciddi bir belirsizlik yaratıyor. İzmir’in nüfus yoğunluğu en yüksek ilçelerinden biri olan Buca’da böyle büyük bir konut projesi altyapı, ulaşım ve sosyal donatılar açısından neye mal olacak?
Proje kapsamında elde edilmesi hedeflenen gelir, kent merkezinde yapımına başlanan ancak yaklaşık beş yıldır duran bir dini yapının tamamlanmasına aktarılacak. Toplumun inanç ihtiyacına yanıt vermek için başlatıldığı ifade edilen bu proje, yerel yönetimlerin ve kamuoyunun yeterince bilgilendirilmemesi nedeniyle “sosyal sorumluluk” ile “imar rantı” çizgisi arasında tartışmalı bir noktada duruyor.
Planlı kentleşme ve kamu yararı ilkesi, yerel yönetimlerin temel görevleri arasında yer alıyor. Ancak burada önerilen yapılaşmanın, plan revizyonu süreci tamamlanmadan, bir “kat karşılığı protokol” anlaşmasıyla şekillendirilmeye çalışılması, sürecin kamu denetiminden uzak, kapalı kapılar ardında ilerlediği algısını güçlendiriyor.
İzmir’deki mimarlık ve şehircilik odaları ile yerel halk, bu tür projelerin “önce imar, sonra ihale” değil, “önce kamu yararı, sonra planlama” ilkesiyle yürütülmesi gerektiğini savunuyor. 1000 konutluk dev bir projeyle elde edilecek gelirle yarım kalan bir yapının tamamlanmak istenmesi vatandaşlardan tepki aldı,