41,3074$% 0,26
48,2677€% 0,46
7.960,00%-0,41
10.643,01%0,54
฿%
%
İzmir’in merkez ilçelerinden Buca, Konak, Karabağlar ve Gaziemir’de hava kirliliği, insan sağlığını tehdit eden boyutlara ulaştı. Uluslararası Hava Kalitesi İzleme Ağı (AQICN.org) verilerine göre, bölgede PM2.5 partikül yoğunluğu 150 ila 200 arasında seyrediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün “güvenli sınır” olarak belirlediği 25 µg/m³ değerinin 6 katı oranına ulaşan bu hava kirliliği, başta kanser olmak üzere kalp krizi, KOAH, beyin kanaması gibi ölümcül sağlık sorunlarının görülme oranını artırdı.
Havanın adeta bir zehir bulutuna dönüştüğü bu süreçte, kamuoyunu bilgilendirmek yerine sessiz kalan yerel yönetimlerin tutumu tepkilere neden oluyor. Buca Belediyesi, bu veriler ışığında tek bir açıklama yapmazken, belediye meclisinde hava kirliliği ile ilgili tek bir gündem maddesi dahi bugüne kadar tartışılmadı.
Peki Neden Tartışılmıyor ?
AQICN.org’un Türkiye genelinde veri paylaşımını neden sınırlandırdı ?
Öte yandan, konuya ilişkin kamuoyunun dikkatini çeken Gündem Buca ve Gündem Ege haber sitelerinin yayınladığı haberler sonrası, uluslararası hava kalitesi izleme sistemi AQICN.org’un Türkiye genelinde veri paylaşımını sınırlandırması ve özellikle İzmir için PM2.5 değerlerini artık göstermemesi dikkat çekti.
Buca’nın içme suyu ihtiyacını büyük ölçüde karşılayan Tahtalı Barajı’ndaki doluluk oranı, yaz ayları yaklaşırken kritik eşiğin altına geriledi. Yetkililer, barajda su seviyesinin %13’ye kadar düştüğünü belirtirken, Temmuz ayı itibariyle programlı su kesintilerinin başlamasının muhtemel olduğunu ifade ediyor. Bu oran haziran ayının en düşük seviyesi olarak kayda geçti.
Peki Su Krizi Buca Belediyesinin Gündemine Neden Gelmiyor ?
Milliyetçi Hareket Partisi Buca Meclis Üyesi Bahadır Altınkeser’in meclise taşıdığı kaçak sondaj kuyuları iddiası ise konunun çok daha ciddi boyutlara ulaştığını gösteriyor. Altınkeser, kaçak kuyu sayısının arttığını ve su kaynaklarının özel çıkarlar için sömürüldüğünü belirtirken, İzmir büyükşehir belediyesinin gündemine taşımıştı. Ancak İBB bu konuda nasıl bir denetim veya hukuki mücadele yürüttüğü kamuoyuyla paylaşılmadı.
Buca Belediye Meclisi toplantılarına bakıldığında, gündemlerin ezici çoğunluğunun imar planı değişiklikleri, arsa satışları ve yeni yapılaşma izinleri üzerine olduğu dikkat çekiyor. Zaten yoğun nüfuslu olan ilçeye daha fazla yapılaşma izni verilmeye çalışılması ulaşım, altyapı ve çevre sorunlarını içinden çıkılamaz hale getiriyor. Hava kirliliği ve susuzluk krizi kapıdayken, bu sorunların gündeme dahi alınmaması, ciddi bir yönetim sorunu olarak değerlendiriliyor.
Vatandaş Soruyor Buca Belediye Meclis Gündemini Kim Belirliyor ?
Çevre mühendisleri, şehir plancıları ve halk sağlığı uzmanları, Buca’da yaşanan bu çevresel krizlere karşı acil eylem planlarının geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor. PM2.5 değerlerinin sürekli yüksek seyretmesi, bölgeyi yaşanamaz bir hale getirirken, susuzluk tehlikesi de gıda güvenliğinden şehir içi hijyene kadar çok boyutlu bir tehdit oluşturuyor.
Ancak bu uyarılara karşın, belediye meclisinin sorunu görmezden gelen yaklaşımı hem şaşkınlıkla hem de büyük bir endişeyle izleniyor. Sivil toplum kuruluşları ve çevre örgütleri, Buca Belediyesi’ni şeffaflığa, sorumluluğa ve öncelikli konulara odaklanmaya davet ediyor.
Buca halkı, nefes aldığı havanın sağlığını tehdit ettiği, çeşmesinden su akmama ihtimali ile karşı karşıya olduğu bir geleceği hak etmiyor. Yerel yönetimin önceliği, sadece rant odaklı imar planları değil, insan yaşamını doğrudan etkileyen çevresel krizler olmalıdır.
Artık sessizlik değil, sorumluluk alma zamanı.